Neden İngilizce Öğrenemiyoruz?
Neden İngilizce Öğrenemiyoruz?
Ülkemizde mecburi eğitim 12 yıldır. Son yıllarda yapılan güncellemeleri dışarıda bırakacak olursak, en azından lise mezunu olarak görünen kişilerin, en az 8 yıl İngilizce eğitimi aldığı ortadadır. Bu kişilerin en az lise mezunu olduğu ve en az 8 yıl için İngilizce dersini geçerek mezun olduklarını varsayacak olursak, ülkemizdeki insanların çok büyük bir çoğunluğunun “derdini anlatacak kadar” İngilizce bilmesi ve konuşması beklenmektedir. Ancak teoride durum böyleyken, pratikte durum çok farklıdır. Kağıt üzerinde ve sınavlarda muhteşem işler çıkaran öğrenciler, bir turist ile karşılaştıklarında aynı başarıyı ne yazık ki gösterememektedirler. Bunun nedeni ise eğitim sistemimizdeki yanlışlıklardır.
Örneğin, biz ülke eğitim sistemimizde gramer üzerinden İngilizce eğitimi almaya başlamaktayız. Buna rağmen konuşma konusunda ciddi sıkıntılar yaşamakta, aynı sebeplerden ötürü de dinleme konusunda da aksaklıklar yaşamaktayız. Eğitim sistemimiz, bir bebeğe konuşmayı Türk Dil Bilgisi kurallarına uygun şekilde öğretmeye çalışmak gibidir adeta. Sanki liseden mezun olduktan sonra İngilizce konuşan resmi makamlara dilekçe yazacak gibi eğitim almaktayız. Buna rağmen iki kelimeyi bir araya getirip konuşamıyoruz. Bu özgüven ve yetenek, mezun olan öğrencilerimizin çok düşük bir oranında mevcut bulunmaktadır.
İngilizce öğrenmekte yaşanan sıkıntılara göz atacak olursak;
- Yanlış Başlangıç; Eğitim sistemlerimizde yaşanan ve sistemsel kaynaklı bir yanlışlık olarak, “gramer” merkezli eğitim gösterilebilmektedir. Yeni doğan bir bebeğin, anadilini gramer kurallarına göre konuşmayı öğrenmesi gibi. Bu yüzden de, eğitim sistemimizde “konuşarak öğren yerine, “gramer ezberle” sistemi üzerinde durulduğundan, kafamızda konuşmaktan çok uzak bilgiler kalmaktadır.
- Yanlış Yapma Korkusu; Bu korkuyu yenebilmek için pes etmeden çabalamak gereklidir. Pratik düşünmek en iyisidir, muhtemelen anlatılmak istenilen hususun kafanızdakinden daha kolay bir yolu vardır. Konuşmaktan utanmamak, korkmamak gerekir. Kendi kendine yapılacak olan pratiklerin büyük faydası görülecektir, ancak bunu konuşarak yapmak gerekir. Ne kadar kafanızdan tekrar yaparsanız yapın, unutmayın ki sesli konuşmadığınız sürece, konuşmaya başladığınızda takılacak veya zorlanacaksınız.
- Öğrenmek için Yurt Dışına Çıkmak Gerektiği Fikri; Mutlaka yabancı dili ülkesine giderek, yaşayarak, konuşarak öğrenmenin faydası çok büyüktür. Hemen her ilimizde erasmus öğrencileri bulunmaktadır. Bunlarla kaynaşarak pratik yapma şansı vardır. Ayrıca şunu da unutmamak gerekir ki, hemen herkesin yanında bulunan mobil cihazlar yardımıyla internet ortamından arkadaş bulmak ve İngilizce pratik yapmak çok zor değildir.
- Kolaya Kaçmamak; ülke olarak kolayı sevmekteyiz. Küresel haberlerin orijinal hallerini takip etmek yerine, Türkçe’ye çevrilmiş şekillerini takip etmekte, oyunları Türkçe server’larda oynamakta ve mobil cihazlarımızı Türkçe’ye çevirerek kullanmaktayız. Bunun yerine yabancı kaynaklı haberleri takip etmek, cihazlarımızı İngilizce kullanmak, oyunları yabancı server üzerinden oynamak, İngilizce eğitimine ve öğrenmemize çok büyük katkı sağlamaktadır.
- Multimediaların Türkçe Dublajlı ve Türkçe Altyazılı İzlenmesi; Dizi, sinema filmi gibi takip ettiğimiz yapımların orijinal hallerini izleyip, takip etmek yerine, Türkçe Altyazılı ve Türkçe Dublajlı hallerini izlemekteyiz. Sinema ve dizilerin seviyenizin çok ilerisinde olduğunu düşünenler için çocuklar için düzenlenmiş animasyon ve çizgi filmleri takip etmeleri daha faydalı olacaktır. Çünkü unutmamak gerekir ki, çizgi film ve animasyonların birçoğu çocuklar için hazırlanmıştır ve basit bir dil kullanılmıştır.
- Dinlememe Sıkıntısı; Yeni bir dil öğrenildiği sırada, anadili ile konuşan kişilerin dinlenmesi halinde, başta anlamsız gelen kelimeler tekrarlarla birlikte daha anlamlı, cümle içerisindeki yeri daha belirgin, telaffuzu daha kolay bir hale gelir. Sosyal paylaşım sitelerinde bu tür paylaşımları kolaylıkla bulmak mümkündür.
- Tembellik; ülkemizin en büyük problemlerinden biri kesinlikle, tembelliktir. Çok çalıştığı halde öğrenemeyen bir kesim de mevcuttur, ancak bu kesim oldukça azınlıkta kalmaktadır. Basit bir mantık ile, düzenli bir şekilde günde yalnızca bir kelime ezberlense, üniversite mezunu olunduğunda 1500 civarı bir kelime ezberlenmiş olacaktır.
Şunu özellikle belirtmek gerekir ki, yabancı bir dil konuşarak öğrenilir. Konuşulmayan bir dil pratiğe dökülemez, pratiğe dökülmeyen bir teori ise havada kalır, kendine yer bulamaz.
Add Comment